Mirasçılıktan çıkarılmanın koşullarını bir önceki yazımızda belirtmiş olup bu yazımızda mirasçılıktan çıkarmanın iptali davasını inceleyeceğimizden mirasçılıktan çıkarılmanın koşullarına atıf yapmakla yetineceğiz.
Yasada hem cezai nitelikli hem de koruyucu mirastan çıkarma hükümlerinin olduğunu belirtmiştik. Her iki mirastan çıkarma işlemine karşı da iptal davası açılabilir.
Türk medeni kanununun 510. maddesinde düzenlenen cezai mirastan çıkartmada birinci bent de ‘mirasçı miras bırakana veya miras bırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse mirastan yoksun bırakılabileceği’ öngörülmüştür. Bu suçun ağır bir suç niteliğinde olup olmadığı ceza hukuku Kuralları ile bağlı olmaksızın Hukuk hakimi tarafından verilecektir. Suçun teşebbüs halinde kalmış olması yada ağır tahrik altında işlenmiş olması mirastan çıkarmaya engel değildir. Maddenin ikinci bendinde ‘mirasçı miras bırakana veya miras bırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse’ mirasçılıktan çıkarılabileceği öngörülmüştür. Bu düzenlemeye örnek olarak ağır hasta olduğu halde babasını ziyaret etmeyen olağan bakım görevlerini yerine getirmeyen çocuğun durumu gösterilebileceği gibi Nafaka yükümlülüğünü yerine getirmeyen aile ferdinin de mirasçılıktan çıkarılabileceği düşünülebilir.Ancak bu bende göre mirasçılıktan çıkarma için mirasçının aile hukuku görevlerini ÖNEMLI ÖLÇÜDE yerine getirmemesi gerekmektedir. Basit kızgınlıklar örneğin oğlunun babasını dinlemeyerek bir motosiklet satın alması yahut ticari işlem de bulunması bu kapsamda değerlendirilemez.
Mirasçılıktan çıkarma miras bırakan ancak buna ilişkin tasarrufunda çıkarma sebebini belirtmişse geçerlidir. Mirasçılıktan çıkarılan kimse itiraz ederse belirtilen sebebin varlığını ispat; çıkarmadan yararlanan mirasçı veya vasiyet alacaklısına düşer. Sebebin varlığı ispat edilememiş veya çıkarma sebebi tasarrufta belirtilmemişse tasarruf mirasçının saklı payı dışında yerine getirilir. Türk medeni kanunun 512. maddesi iptal edilen tasarrufun yapılan tasarrufun tamamı bakımından değil ancak saklı pay oranında olacağı düzenlemesini getirmiştir.
Cezai mirasçılıktan çıkarma konusunda bazı hususlara değinmek gerekir. Bu mirastan çıkarmada miras bırakan eşini mirasçılıktan çıkaracak olursa bu takdirde miras miras bırakanın alt soyuna geçer. Kan bağı olmayan eşinin çocuklarına miras geçmez.
Mirasçılıktan çıkarılanın alt soyu o kişi miras bırakandan önce ölmüş gibi saklı payını isteyebilir.
Koruyucu mirasçılıktan çıkarma: Borç ödemeden aciz belgesi olan altsoyun mirasçılıktan çıkarılmasıdır. Bu sebeple bu şekilde yapılacak olan mirasçılıktan çıkarma işlemi ancak çocuklara karşı yapılabilecek olup eşe karşı yahut anne babaya karşı bu mirasçılıktan çıkarma işlemi yapılamayacaktır. Altsoyun borçlarını ödemekten aciz olduğu icra dairesince verilecek borç ödemeden aciz belgesi ile ispatlanması gerekir. Borçlarına ödemekten aciz sebebiyle miras bırakan tarafından mirasçılıktan çıkarma işlemine karşı: irade sakatlıkları, şekle aykırılık, ehliyetsizlik gibi dayanaklarla dava açılabilir. Borç ödemeden aciz sebebine dayalı bir mirastan ıskatın geçersizliğinin tespiti ve iptali için mirastan çıkarılanın alacaklılarının istem hakları yoktur.Altsoyun mirasçılarının da bu davayı açma hakkı bulunmamaktadır.Bu dava ancak mirastan çıkarılan tarafından açılabilecektir.
Bu davalarda yetkili ve görevli mahkeme miras bırakanın son ikametgahı Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Mirastan çıkarılmanın iptali davası İki farklı taleple açılabilir. Bunlardan ilki tenkis davası açma yoluyladır. Vasiyetname de çıkarma sebebi açıkça belirlenmemiş ise ya da Miras bırakanın yanılgı sebebiyle mirastan çıkarma işlemini yaptığı Düşüncesinde ise bu takdirde mirastan çıkarılan mirasçı Tenkis davası açacaktır. Vasiyetnamenin tamamen iptali gerektiği düşüncesinde ise örneğin vasiyetnamenin hile hata yahut korkutma ile düzenletildiği yani Miras bırakanın iradesinin sakatlandığı gerekçesiyle Mirastan çıkarılmaya itiraz olarak açacağı davada mirasçılıktan çıkarma işleminin tamamı kabul edileceğinden miras payının tamamına hak kazanır.
Bu davada ispat yükü yer değiştirmiştir. Olağan ispat yükünde davacı davasını ispatla yükümlüdür ancak bu davada mirastan çıkarma işleminden yararlanan mirasçı yahut vasiyet alacaklısı Mirastan çıkarılma sebebinin doğruluğunu ve haklılığını ispatlama yükümlülüğü altındadır. Sebebin varlığını ispat yükü mirasçı yahut vasiyet alacaklısında olduğundan Davalılar bu sebebi ispat edemedikleri takdirde ancak saklı pay oranında mirastan tenkiste bulunulabilir. Dava miras bırakanın irade bozukluğuna dayalı olarak açılmış ise ve bu durum kanıtlanmış ise o takdirde mirastan yoksun bırakılan davacı miras payının tamamını alacaktır.
Yorum yaz