Dolandırıcılık suçu Türk Ceza Kanununda “Malvarlığına Karşı Suçlar” başlığı altında 157- 158- 159. maddelerinde düzenlenmiştir.
DOLANDIRICILIK SUÇUNDA YETKİLİ VE GÖREVLİ MAHKEME
Dolandırıcılık suçunun basit hali TCK (m.157) bakımından görevli mahkeme asliye ceza mahkemeleridir. Nitelikli haller bakımından ise (TCK m.158) ağır ceza mahkemeleri görevlidir.
Davaya bakmakla yetkili mahkeme suçun işlendiği yer mahkemesidir. Dolandırıcılık suçunda netice failin kendine veya üçüncü bir kişi lehine yarar elde etmesi ile gerçekleşeceğinden yetkili mahkeme yararın sağlanmış olduğu (neticenin gerçekleştiği ) yer mahkemesidir.
TCK’da düzenlenen hükümlere göre basit haliyle dolandırıcılık;
‘’Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.’’ şeklindedir.
“Burada hileli davranıştan kasıt kişinin icrai bir davranışla (söz, yazı veya kandırıcı herhangi bir davranışla ) gerçekleştirebileceği gibi, karşı tarafın içine düştüğü hatadan, bir konuda yanlış bilgi sahibi olunmasından yararlanarak da, yani ihmali bir davranışla da gerçekleştirilebilir. Ancak, bu durumda kişinin hataya düşen karşı tarafı bilgilendirme yükümlülüğü olmalıdır. Hataya düşen kişi ile hukuki ilişki içinde olunan hallerde, böyle bir yükümlülük vardır. Bu yükümlülük kanundan, yükümlülüğe aykırı daha önceki icrai hareketten, sözleşmeden, sözleşmeden veya sözleşme dışı özel bir güven ilişkisinden meydana gelebilir. Ayrıca muhatabın belirli bir husustaki hatası karşısında kişinin ihmali davranışının, örneğin susmasının, bir beyan, açıklama değeri taşıması gerekir.
Suçun yeni kanundaki tanımında hilenin belirli bir ağırlığa ulaşması zorunluluğu aranmadığı için belirli bir durumda konuşma hukuksal yükümlülüğü altında bulunan kişinin susması da ‘’ hileli davranış ‘’sayılabilecektir. Nitekim doktrindeki çoğunluk görüşü, ihmali bir hareketin de ,failin garantör olarak hatanın ortaya çıkışı veya devamını engelleme hukuksal yükümlülüğü altında olması ve muhatabı aydınlatmaması koşuluyla, ihmali bir hareketin de dolandırıcılık suçunda hile olabileceği doğrultusundadır.”(Parlar, Ali ‘Türk Ceza Hukukunda Dolandırıcılık Suçları’, Ankara 2015, sf.22 )
Nitelikli Dolandırıcılık Halleri ise ;
(1) Dolandırıcılık suçunun;
- a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,
- b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,
- c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,
- d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle,
- e)Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,
- f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,
- g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
- h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,
- i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,
- j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,
- k) Sigorta bedelini almak maksadıyla,
- l) (Ek: 24/11/2016-6763/14 md.) Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle işlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Ancak, (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.
(2) Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) (Ek fıkra: 24/11/2016-6763/14 md.) Bu madde ile 157 nci maddede yer alan suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.
Şuçun nitelikli hallerinden dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi
Ceza Genel Kurulu 2012/6-1556 E. , 2013/109 K. ‘’…Bu nitelikli unsurun gerçekleşebilmesi ve suçun oluşabilmesi için, dini kurallara bağlı olanların, önem verdiği değerler, dini inanç ve duygular aldatma aracı olarak kötüye kullanılmalı, bu suretle gerçekleştirilen hile ile haksız bir yarar da sağlanmış olmalıdır. Aldatma aracı olarak kullanılan “cenaze için dua ya da Kur ‘an-ı Kerim okunması ve ardından ölen kişinin zekât borçlarının ödenmesi hususunun dini inanç ve duygulara ilişkin olduğu…’’
Şuçun nitelikli hallerinden sigorta bedelini almak maksadıyla dolandırıcılık
Yargıtay 15.Ceza Dairesi E. 2017/31459 K. 2021/2481 T. 4.3.2021
‘’..Sanığın, suç tarihi itibari ile “Duru Ambalaj” isimli iş yerini işlettiği, söz konusu iş yerinde hırsızlık olduğuna dair 04/03/2013 tarihinde Pendik Çamçeşme Polis Merkez Amirliği’ne başvurarak, işyerinden 180.000.TL civarında mal hırsızlandığı yönünde şikayette bulunduğu, ayrıca zararın karşılanması için mağdur … şirketine de başvurduğu, hırsızlık olayını mağdur … şirketine de bildirmesi üzerine sigorta eksperinin 05/03/2013 tarihinde sanığın işyerine gelerek olay yerini fotoğrafladığı, bu arada 07/03/2013 tarihinde Pendik İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne yapılan isimsiz ihbarda, sanığın iş yerinde hırsızlık olayının meydana gelmediği, sigorta şirketinden para alabilmek için bu yola başvurduğu ve eşyaları “Sülüntepe Mah. Yakut Sok No:12 Pendik” adresindeki başka bir ikametin kömürlüğüne sakladığının bildirilmesi üzerine, adreste yapılan aramada iş yerinde satışı yapılan bir kısım eşyaların bulunduğunun tespit edildiği, akabinde sanığın işlenmediğini bildiği suç nedeniyle suç ihbarında bulunduğu anlaşılması üzerine mağdur … tarafından sanığa herhangi bir ödemede bulunulmadığı, sanığın sigortadan para almak amacıyla işyerinde hırsızlık yapıldığı yönünde suç isnadında bulunduğu, bu surette sanığın nitelikli dolandırıcılık suçuna teşebbüs ettiği somut olayda…’’
Suçun nitelikli hallerinden algılama yeteneğinin zayıflığından faydalanmak
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/1604 E. , 2017/19747 K. ‘’…Mağdur …’nın 2006 yılında geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle duyma, anlama ve konuşma yeteneğini yitirdiği bu durumu abisi olan sanık …’ın bilmesine rağmen diğer sanık … ile birlikte 01/06/2009 tarihinde sanık …’nun başkatip olarak çalıştığı Bakırköy 15. Noterliğine gittikleri, burada mağdur …’nın … plaka sayılı aracının satışına ilişkin sanık …’ın da aralarında bulunduğu bir kısım şahıslara yetki veren vekaletnamenin düzenlenmesinin sağlandığı, bu şekilde sanıklar … ve …’ın mağdur …’nın Algılama Yeteneğinin Zayıflığından faydalanmak suretiyle nitelikli Dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işledikleri kabul edildiği..’’
Suçun nitelikli hallerinden banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması
Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2018/4 E. , 2018/66 K. “…Şüphelinin görevi gereği özürlü maaşı olan müştekiler hakkında bilgi sahibi olduğu, yakın akrabalarının özürleri nedeni ile maaş olmakta olan müştekilerin aldığı maaşların takibi ve kesilmesi konusunda şüphelinin hiç bir yetkisi bulunmadığı halde, Ağustos 2010 tarihinde eşinin rahatsızlığı nedeni ile maaş alan müşteki Yıldıray’ın yanına giderek bakım maaşının kesilmemiş bulunmasına rağmen kesildiğini söyleyerek maaş Kartı ve şifresini istediği, müştekinin maaş kartını ve şifresini şüpheliye verdiği, şüphelinin bu kart ile atm cihazından müştekinin Ağustos 2010 maaşını 540 Lira olarak çektiği, 15-20 gün sonra yeniden müştekiye giderek maaşın kesilmesi hususunda konuşmak üzere Hükümet Konağına çağırdığı, şüphelinin burada …’nun da tanık olduğu şekilde, maaşının kesilmemesi için müştekiden 500 Lira istediği, müştekinin param yok demesi üzerine 250 Liraya kadar indiği ancak müştekinin parayı vermeyi kabul etmemesi üzerine şüphelinin son eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı, şüphelinin sonradan maaşın yatmaya devam edeceğini söyleyerek maaş kartını müştekiye iade ettiği, şüphelinin 11.02.2011 tarihinde bu kez özürlü gelini nedeni ile maaş alan müşteki Gülser’e giderek oğlunuz çalışıyor, üzerine motor var maaşınız kesilecek diyerek müştekiyi hükümet konağına çağırdığı, burada müştekiden maaşın kesilmemesi hususunda girişimde bulunacağını söyleyerek 500 Lirayı 14.02.2011 tarihinde müştekiden aldığı…” şeklinde anlatılması karşısında, sanık hakkında Dolandırıcılık ve banka veya Kredi kartlarının kötüye Kullanılması suçlarından kamu davası açıldığı kabul edilmelidir.’’
Suçun nitelikli hallerinden kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak işlenmesi
Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2018/235 E. , 2018/297 K. ‘’Canan Eczanesinde kalfa olarak çalışan sanık …’un hastaları ikna ederek sağlık karnelerini alıp Merkez Efendi Devlet Hastanesinde dahiliye uzmanı olarak çalışan sanık …’na götürerek sahte sağlık kurulu raporları ve reçeteler düzenlettirmek suretiyle iştirak halinde kamuyu zarara uğrattıkları” şeklinde anlatılması karşısında, sanıklar hakkında Tck’nın 158/1-e. maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçundan kamu davası açıldığı kabul edilmelidir.’’
DOLANDIRICILIK SUÇUNUN TİPİKLİĞİ HAKKINDA
Dolandırıcılık suçu serbest hareketli bir suçtur. Ancak tüm hareketlerin ortak altyapısını teşkil eden, dolandırıcılık suçunun şartları olarak nitelenebilecek üç koşul vardır:
Failin işlediği fiilin hile oluşturduğunu biliyor olması gerekmektedir.
Failin bir kimseyi aldatacak nitelikte hileli hareketlerinin olması gerekmektedir.
Failin hileli hareketleri sonucunda kendine yarar sağlaması ve bir kimseyi zarara uğratması, bu zarar-fayda ilişkisinin uygun illiyet bağıyla bağlanması gerekmektedir.
Dolandırıcılık suçu, neticeli bir suç tipidir. Failin, hileli davranışlarıyla aldattığı mağdurun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlaması gerekir. Mağdurun veya başkasının zararına, yararın elde edilmesiyle netice gerçekleşir ve suç tamamlanır.
Suçun daha az ceza gerektiren hali ise TCK m.159’da düzenlenmiştir ;
Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde, şikayet üzerine, altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
DOLANDIRICILIK SUÇU HAKKINDA ŞİKAYET VE UZLAŞMA
Basit dolandırıcılık suçunda dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Nitelikli dolandırıcılık suçunda ise dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.
Basit dolandırıcılık suçu 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 Sayılı Yasanın 34. Maddesinde yapılan düzenleme ile uzlaştırma kapsamına alınmıştır. Buna göre soruşturma veya kovuşturma aşamasında savcılığın öncelikle uzlaştırma prosedürlerini uygulaması, uzlaşma sağlanamadığı durumunda yargılama aşamalarına devam etmesi gerekir.
Nitelikli dolandırıcılık (TCK m.158) ise uzlaşma kapsamında değildir.
DOLANDIRICILIK SUÇU VE ETKİN PİŞMANLIK
Dolandırıcılık suçu için etkin pişmanlık hükümlerine başvurulabilir. Bu suç nedeniyle oluşan zarar, suçun konusu olan şeyin aynen mağdura geri verilmesi veya bedelinin ödenmesi suretiyle giderilebilir. Failin soruşturma aşamasında mağdurun zararını gidermesi halinde faile verilecek cezanın 2/3’ü kadarı indirilebilir. Zararın kovuşturma aşamasında hüküm verilinceye kadar karşılanması halinde ise faile verilecek cezanın 1/2’si indirilebilir. Etkin pişmanlık hükümleri gereği ceza indiriminden suça yardım eden veya azmettiren de yararlanabilir.
DOLANDIRICILIK SUÇUNDA CEZANIN ERTELENMESİ, ADLİ PARA CEZASINA ÇEVRİLMESİ VE HAGB
Basit dolandırıcılık suçunun hapis cezası, belli koşullarda adli para cezasına çevrilebilir. Ancak nitelikli dolandırıcılık için böyle bir durum söz konusu değildir.
Basit veya nitelikli dolandırıcılık suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkündür. Bu durumda verilen denetim süresi içinde şartlara uyulması halinde hükmolunan ceza hiçbir sonuç doğurmayacaktır.
Son olarak, dolandırıcılık suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi de mümkündür. Bu kararda sanık verilen denetim süresini sosyal hayatı içerisinde iyi halli geçirerek cezasını infaz etmiş sayılır.
EMSAL YARGITAY KARARLARI
Ceza Genel Kurulu – 2017/732E – 2018/678K ‘’..Otomatlar aracılığı ile sunulan ve bedeli ödendiği takdirde yararlanılabilen bir hizmetten ödeme yapmadan yararlanmak, karşılıksız yararlanma suçunu oluşturmaktadır. Otomatlar aracılığı ile satışa sunulan hizmetlerden, otomatın teknik işleyişini devre dışı bırakan müdahalelerle, bedeli ödenmeksizin yararlanılması durumunda, ortada bir taşınabilir mal bulunmadığı için, hırsızlık suçu oluşmayacaktır. Örneğin, toplu taşıma sistemlerinde yolcuların geçişlerini kontrol eden otomatlara müdahale edilmek suretiyle ücret ödenmeksizin yolculuk yapılması durumunda, karşılıksız yararlanma suçunun oluştuğunu kabul etmek gerekir. Burada, bir hilenin varlığından söz edilemez. Çünkü bu durumda herhangi bir kişi aldatılmamaktadır. Yapılan müdahale ile bir otomatın teknik işleyişinin devre dışı bırakılması durumunda da, bir hilenin varlığından söz edilemez. Çünkü, Dolandırıcılık suçu açısından hilenin varlığı için muhatabın mutlaka insan olması gerekir.’’
Yargıtay 15.C.D E. 2019/2686 K. 2021/3694 Sanıkların servis işlerinde kullanılan S plakayı, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde tanıdıkları olduğunu ve bu plakayı ucuza alacaklarını söyleyerek, katılanlar T. ve B.’in ortak olarak alacakları S plaka için 27.500 TL ve 57.500 TL bedelli çek ve 73.000 TL nakit para verdiği, katılan …’in 75.000 TL parayı sanık …’in çalışanı tanık Y. isimli bir kişinin hesabına gönderdiği, ayrıca sanık …’e 40.000 TL ödeme yaptığı, sanık …’in mobilya dükkanından 12.000-13.000 TL civarında mobilya aldığı, katılan …’ın 40.000 TL parayı sanık …’in eşi tanık … adına havale ettiği, birkaç gün içinde de 100.000 TL parayı sanık …’in çalışanı Y. isimli bir kişinin hesabına havale ettiği, bu şekilde sanıkların fikir ve eylem birlikteliği ile nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia edilen olayda;
5237 Sayılı TCK’nın 158/2. maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için, suç failinin, ismen söylemese bile kimden söz edildiği karşı tarafın anlayacağı şekilde makamı, rütbesi, ünvanı ve lakabı belirtilerek, kamu görevlilerini tanıdığını, hatırının sayıldığını, işini yaptıracağını söyleyerek mağduru kandırmasının gerekli olduğu halde, belli bir kamu görevlisi yanında hatırı sayıldığından veya kamu görevlisiyle ilişkisi olduğundan bahsetmeksizin, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde tanıdıkları olduğunu ve uygun fiyata S plaka temin edebileceklerinden bahisle hileli hareketler kullanıp menfaat temin etmiş olmaları karşısında; eylemlerimin 02.12.2016 tarih ve 29906 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 Sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 Sayılı CMK’nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaşma kapsamında yer alan ve 5237 Sayılı TCK’nın 157/1 maddesinde düzenlenen “dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçundan yazılı şekilde hükümlerin kurulması,
Y.13.CD, 02.10.2018 gün ve E:2017/2450, K:2018/12948“Hileli davranışlarla iradesi sakatlanan kişinin mağdur olması zorunluluğunun bulunmadığı, somut olayda sanığın hileli davranışları sonucunda tanığın iradesinin sakatlandığının anlaşılması karşısında… dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin, suç vasfında yanılgıya düşülerek hırsızlık suçundan hüküm kurulması…”,
Yargıtay 23.Ceza Dairesi’nin 10.05.2016 tarih ve 2016/6057 sayılı kararında ; “Sanıkların, L..M.. ve D..Tic.Ltd.Şti. bünyesinde mobilya işleriyle faaliyet gösteren işyerinin sorumlusu oldukları, katılanın olay tarihinde sanıklar ile anlaşıp mobilya siparişi verdiği ve karşılığında sanıklara 4.000 TL ödemede bulunduğu, sanıkların katılana taahhütte bulundukları malları teslim etmedikleri gibi işyerini kapatıp ortadan kayboldukları, bu suretle sanıkların iştirak halinde nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia edilen olayda sanıkların savunması, katılanın beyanı ve tüm dosya kapsamı itibariyle; sanıkların, işlerinin bozulması nedeniyle katılanın parasını ödediği siparişi teslim edemedikleri ve işyerini kapatmak zorunda kaldıkları yönündeki savunmaları karşısında, somut olayda hile unsurunun bulunmadığı ve aradaki ilişkinin hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu gerekçesiyle verilen beraat kararlarında bir isabetsizlik görülmemiştir.” denilmek suretiyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay 15.Ceza Dairesi 02.12.2013 tarih ve 2013/18825 “…sanığın mağdura çek verdikten iki yıl önce mağdura borçlandığı, bu borç nedeniyle önce senet verdiği, senedin ödenmemesi nedeniyle borca karşılık olmak üzere suça konu sahte çeki vererek başta dolandırıcılık kastıyla hareket etmediği dikkate alınarak sanığın, önceden doğmuş bir zarar veya doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunması halinde zarar veya borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucunu doğurmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı anlaşılmakla, sanığın CMK gereğince beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden mahkûmiyetine karar verilmesi isabetsizdir. ”
Yorum yaz